Evet yine yazasım geldi. Sorularla tabi. Cevaplanmadıkça anlamsızlaşacak olanlarla.
Ve yine aynı soru takıldı aklıma, neden yaşıyoruz? Yani işinde daha fazla para kazansan, ilişkinde daha mutlu olsan, sevdiklerinle olsan, sağlıklı olsan hayatı anlamlandırmış mı oluyorsun? Hayat amacımız nedir? Bize verilen yaşam "sınavını" geçmek mi? Ya da daha gündelik olmak gerekirse, hayat idealimiz nedir? Eğer insan doğanın bir parçası ise doğadaki tüm bileşenlerin ideali var mıdır? "Biz doğadan üstünüz/farklıyız" burnubüyüklüğünü gözardı edersek doğadakilerin de vardır belki idealleri ama belki farkında değillerdir. Tıpkı bizim gibi.
Ya da herkesin ideali olmalı mıdır? Sistem hepimizin ayrı oldugunu hissettirmeyi, aynılaştırdığını belli etmeden çok iyi yerine getiriyor. Ama belki de tıpkı doğadaki gibi toplumlarda da tüm bileşenlerin gerçekten işlevi vardır. Tabi burda kavram kargaşası had safhada: Hayatın anlamı, hayattaki idealler ve ihtiyaç duyulması.
Mesela karınca hep çalışıyor ama Ağustos böceğine içten içe bile olsa sitem ettiğini sanmıyorum. Çünkü onun için de ihtiyaç mevcut doğada. Peki ya size çevrenizde ihtiyaç var mı? Yani ortamlarından çekildiğiniz anda yeriniz doluyor mu? Bunu test etmek ya da tahayyül etmek pek sağlıklı olmayabilir. Tabi bi de size ihtiyaç duyulmasının derecelendirilmesi var. Yani siz sömürülen de olabilir ve bu suistimale kendinizi adamış da olabilirsiniz. Faydalı olmayı istemekle, enerjinizin tamamına yakınının bencilce talep edilmesi arasındaki farkı günümüzde en çok muhafazakar yapıdaki kadınlar göremiyormuş gibi geliyor. Çocuk yapmak için hayatlarını feda etmelerini algılayabilmiş değilimdir oldum olası. "Çocuğun olduğunda anlarsın"lar cevapsız şimdilik...
Editleyene kadar şimdilik bu kadar....